Türkiye'de Siyaset / CUMHURİYET BİR SEVDADIR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kılıçdaroğlu: "Halkın iktidarı ufukta göründü”

Aşağa gitmek

Kılıçdaroğlu: "Halkın iktidarı ufukta göründü” Empty Kılıçdaroğlu: "Halkın iktidarı ufukta göründü”

Mesaj tarafından exelans Salı Ocak 14, 2014 9:18 am

Kılıçdaroğlu, ilk kez yeni bir düzenden, halkın yeni bir düzen istediğinden ve CHP’nin iktidar olacağından söz etti. Yeni bir ulusal hareketin doğmaya başladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, halkın iktidarının ufukta göründüğünü, ayak seslerinin gelmeye başladığını söyledi. Başbakan Erdoğan’ın hala mağdurları oynadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ben mağdurum çeteler bizi iktidardan edecek diyor. Sen kendi ayağına kurşun sıktın. Kendin gittin kul hakkı yedin. Ama ne diyordu? Allah’ın tuzağı var diyordu. Yürekten inanıyorum Allah’ın tuzağı var” dedi. Yolsuzluk iddiaları nedeniyle Erdoğan’ı iyi hırpalayan Kılıçdaroğlu, AKP’ye oy vermiş seçmenleri Türkiye’yi CHP’yle yeniden inşa etmeye çağırdı.

Kılıçdaroğlu, dün Manisa’da CHP’nin belediye başkan adaylarını Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingle tanıttı. Mitinge CHP’nin Manisa adayı Özgür Özel’in yanı sıra CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra Türkiye’nin dörtbir tarafından milletvekilleri ile belediye başkan adayları da katıldı.

Kılıçdaroğlu, AKP’nin Akhisar mitinginde evinin penceresinden ayakkabı kutusu gösterdiği için gözaltına alınan Nurhan Gül’ü seçim otobüsünden “Manisalılar yürekli, kadınları daha yürekli. Boş ayakkabı kutusuyla koskoca bir Başbakanını sindirdi. Elinize sağlık” diye halkın önünde kutladı.

Mitinge Manisalılar büyük ilgi gösterdi. Cumhuriyet Meydanı tamamen dolarken, coşkulu kalabalık, Kılıçdaroğlu’nun konuşması konuşması sık sık “Her yer rüşvet her yer yolsuzluk” ve “Hırsız Tayyip” sloganlarıyla kesildi. Kadınların da sık sık slogan atması dikkat çekti.

“TEMİZ SİYASETİ GETİRME SÖZÜ”

Kılıçdaroğlu’nun AKP iktidarının artık gidici olduğunu vurguladığı konuşmasından ve miting öncesi yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

Türkiye’nin en güzel topraklarında yaşıyorsunuz. Bereketli topraklar. Pamuğunuz vardı yok oldu. Tütününüz vardı yok oldu. Çiftçi mutluydu şimdi mutsuz. Bir ülkenin Başbakanı Manisa’ya gelir ağzına çiftçi lafını almaz. O zaman sen o koltukta niye oturuyorsun arkadaş? Üretene hep saygı duydum. Tek gücümüz var o da halktır, tek inancımız var o da yüce Allah’tır. Halkla beraber gideceğiz ve bu sorunu çözeceğiz. Türkiye’yi haramilerin elinden kurtaracağız. Size sözümdür temiz siyaseti bu ülkeye mutlaka getireceğiz.

Birileri geleceğini ayakkabı kutusunda bulabilir. Biz çalışa çalışa kazanacağız. Beraber çalışacağız. Ülkemiz için çalışacağız. Çocuklarımız için çalışacağız. Bizim geleceğimiz çocuklarımızdır.

“HALKIN İKTİDARI UFUKTA GÖRÜNDÜ”

Gençler diyorlar ki, el ele, kol kola, omuz omuza. El ele, kol kola, omuz omuza çağdaş ve uygar Türkiye’yi kurmak için yola çakacağız. Yürüyüşümüz kutsal bir yürüyüştür. Yürüyüşümüz halkın yürüyüşüdür. Halkın uyanışıdır. Artık Türkiye’de her şey değişti. Güzel günlere gebe bir Türkiye var. Halkın iktidarı var ufuktan görünüyor. Korkuyorlar, kaçıyorlar. Kaçmayın hesabını mutlaka soracağız sizden. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız.

“BİR AVUÇ HARAMİNİN YÜZÜ GÜLÜYOR”

Çiftçisinin mutlu olması lazım. Yüzünün gülmesi lazım. Esnafın mutlu olması lazım, esnafın yüzünün gülmesi lazım. Kimin yüzü gülüyor? Onların yüzü gülüyor. Bir avuç haraminin yüzü gülüyor. Halk için çalışacağım, halk için çaba harcayacağım. Hiçbir kişi işsiz kalmayacak. Herkesin işi, herkesin aşı olacak. Bu bizim size vaadimizdir.

“KENDİLERİNE AK DİYENLERİN KARA ÇIKTIĞI BİR TARİH”

17 Aralık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde artık bir dönüm noktasıdır. 17 Aralık kendilerine ak diyenlerin kara çıktığı bir tarihtir. 17 Aralık halkın doğum günüdür. 17 Aralık halkın günüdür. 17 Aralık yolsuzlukla ve rüşvetle mücadele günüdür.

Gençler diyor ki, medya onların duvarlar bizim. Sadece duvarlar mı? Meydanlarda bizim. Tarlalar bizim, fabrikalar bizim. Biz halkız. Halkla büyüyeceğiz, halkla güçleneceğiz.

“HALK UYANIYOR, YENİ HAREKET ÇIKIYOR ORTAYA”

Benim umudum sizlersiniz. Beraber yola çıkacağız. Çocuklarımız için çıkacağız, eşlerimiz, kadınlarımız için çıkacağız. Mücadeleyi sürdüreceğiz beraber. Bu hükümet bu ülkeye yakışmıyor. Komşularımıza yakışmıyor, dünyaya yakışmıyor. Türkiye’nin bayrağını onurla dalgalandıracak yeni bir iktidara, halkın iktidarına ihtiyacımız var artık.

Arkadaşlar diyorlar ki, Manisa’yı hiç böyle görmedik. Doğrudur. Türkiye değişiyor, Türkiye uyanıyor. Halk uyanıyor, yeni bir ulusal hareket çıkıyor ortaya. Kendi haklarına sahip çıkan bir halk çıkıyor ortaya. Haramilerden hesap sorulmasını isteyen bir halk çıkıyor ortaya. İşçisi bu meydanda, çiftçisi bu meydanda, emeklisi bu meydanda, gençliği bu meydanda, yaşlısı bu meydanda, kadınlar bu meydanda. Yani özetle halk bu meydanda.

“KENDİ ÇIKARLARI İÇİN TOPLUMU FEDA EDEN BİR İKTİDAR”

Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz verdiniz. Hiçbir zaman hiçbir yurttaşımı neden o partiye oy verdiniz diye suçlamadım. Hiçbir zaman o yurttaşımı ötekileştirmedim. Demokrasiye inandım, inanmaya da devam ediyorum. Ama şimdi yeni bir sürecin içindeyiz. Türkiye kendi çıkarları için toplumu feda eden bir iktidarla karşı karşıya. Yandaşları zengin eden bir iktidarla karşı karşıya. Artık halkımız şunu istiyor. Yeni bir düzen, halktan yana bir düzen, halkçı bir düzen. Ezilenin olmadığı, herkesin mutlu yaşadığı bir düzen. Bu düzeni sağlamak için yola çıktık.

“NE DERSEN DE BEN HALKÇI KEMAL’İM”

Bana diyor ki, o CHP’nin Genel Müdürü diyor. Ben dedim ki Cumhuriyet Halk Partili olmak bizatihi onurlu bir görevdir. Bırak Genel Müdürlüğü bekçisi olmak bile benim için onurdur. Diyor ki, sen memursun. Memur Kemal. Eyvallah. Sen işçisin. İşçi Kemal. Eyvallah. Sen esnafsın. Esnaf Kemal. Eyvallah. Hepsini kabul ediyorum. Ama kimse bana kul hakkı yiyen diyemez. Kimse bana yolsuzluk yaptı diyemez. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır. İşte benim görüşüm bu. İşte benim dünyam bu. İşte benim insana sevgim bu. Ne dersen de ben Halkçı Kemal’im, halktan birisiyim, halkın yoluna ölürüm.

“HESAP SEÇİM SANDIĞINDA DEĞİL MAHKEMELERDE”

Bana bir sürü laf ettin. Peki sana ne diyorlar? Ne diyorlar? Hepimiz artık birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Kendisine 50 kez meydanlarda haykırdım. Ya arkadaş şu televizyona zaten çıkıyorsun. Senin televizyonların zaten var, gazetelerinde var. Çık şu cümleyi kullan. Ben kul hakkı yemedim de. Diyebiliyor mu? Diyemiyor. Ama ben söylüyorum. Ben memuriyet hayatıma başladığımda Recep Tayyip Erdoğan’dan çalışma yaşamımın her döneminde daha fazla maaş aldım. Milletvekili seçildiğim gün malvarlığımı internet siteme koydum. Çünkü kazandığım her kuruş benim alnımın teriydi.

O nedenle söylüyorum sen bu millete hesabını vereceksin. Hesabını soracağım ben bunun. Kul hakkı yemenin hesabını vereceksin. Efendim diyor seçim sandığında hesabını vereceğiz. Seçim sandığında değil, bağımsız mahkemelerin önünde sen bunun hesabını vereceksin.

“SENİN ÇOCUĞUN NEDEN KAÇIYOR?”

Hakkımda fezleke düzenlendi. Bakanlığa, arkasından TBMM’ye geldi. Çıktım şunu söyledim. Recep Tayyip Erdoğan’da bak fezleke düzenlendi senin hakkında dedi. Dedim ki, hakkımdaki fezlekeyi kaldırmazsanız namertsiniz dedim. Ben hesabını veririm bunun dedim.

Peki o Bilal Erdoğan için ne yaptı? Senin çocuğunun ne ayrıcalığı var? Neden gidip bağımsız mahkemelerde hesabını vermiyor, neden kaçıyor? Eğer alnın temizse kul hakkı yemediysen şunu söylemen lazımdı. Yolsuzluk yapan varsa sonuna kadar gidilsin. Babam yaptıysa sonuna kadar gidilsin. Biz korkmayız, oğlum sen gel sende hemen git mahkemeye ifadeni ver demez miydi? Dedi mi? Demedi. Çünkü alnı temiz değil, eli temiz değil, dili temiz değil. Bunu herkes böyle bilsin.

“BÖYLE MAĞDURLUĞA CAN KURBAN”

Efendim çete var diyor, baskı yapılıyor diyor. Şimdi diyor ki, biz mağdur duruma düşüyoruz diyor. Ya arkadaş dünyanın en zengin Başbakanı oldun mağdurum diyorsun. Milyarların var mağdurum diyorsun. Gemin var, uçağın var mağdurum diyorsun. Bir yere giderken devletin bütün korumaları senin emrinde mağdurum diyorsun. Aldığın para yeter mağdurum diyorsun. Ne zaman bu mağdurluktan kurtulacak? Böyle mağdurluğa can kurban diyor Manisalılar. Ya bırak da birazda biz mağdur olalım diyor. Bizimde gemimiz olsun, uçağımız olsun.

“RECEP NEREYE GİDECEK MERAK EDİYORUM”

(Mitingte kadınların slogan atması üzerine) Eğer kadınlar bu ülkede slogan atmaya başlamışsa valla Recep nereye gidecek bilmiyorum. Kadınlarımız arasında ayrım yapıyordu. Başı örtülü, başı kapalı vs. Başı örtülü olsun, başı açık olsun bütün kadınlar kardeşimdir, benim başımın üstünde yeri vardır. Elinden o kozu aldım ben.

“İKTİDARIN AYAK SESLERİ GELİYOR”

Hep beraber iktidara yürüyeceğiz. İktidarın ayak sesleri geliyor zaten. Onun için telaşı var. Telaşın nedeni de o. Ama bunu mutlaka ve mutlaka gerçekleştireceğiz. Demokratik yollarla gerçekleştireceğiz. Sandığa gideceğiz haramileri sandığa gömeceğiz. Bu konuda herkesin emin olmasını isterim.

GENÇLİK BURADA, BİLAL KAYIP

Diyor ki, efendim diyor bizim abdestimizden şüphemiz yok ki korkalım. O zaman Bilal’i gönder kardeşim abdestinden şüphen yoksa. Niye göndermiyorsun? (Gençlerin sloganları üzerine) Gençlik burada, Bilal’in nerede olduğunu biz bilmiyoruz.

“KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKTI... ALLAH’IN TUZAĞI”

Kendisine her yurttaşın, sade yurttaşın anlayacağı sorular sordum. Çeteler yaptı diyor bunu. Dedim ki, ya arkadaş çeteler yaptı diyorsun, sen Başbakansın doğru olabilir. Merak ettiğim sorular var dedim. O ayakkabı kutusunun içine 4.5 milyon doları çeteler mi koydu? Peki bu bakanların çocuklarının yatak odalarına dolarları çeteler mi koydu? Peki bu bakanların çocuklarının yatak odalarına kasaları çeteler mi koydu? Buraya gelince ses seda yok. Ben mağdurum çeteler bizi iktidardan edecek diyor. Sen kendi ayağına kurşun sıktın. Kendin gittin kul hakkı yedin. Ama ne diyordu? Allah’ın tuzağı var diyordu. Yürekten inanıyorum Allah’ın tuzağı var.

Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk. Paçalarından akıyor artık bunun. Ne diyorlardı? Yolsuzlukla mücadele edeceğiz diyorlardı. Geldiler yolsuzluk batağındalar. Biliyoruz.

“BEN SÖYLÜYORUM SİZ DEMİYORSUNUZ YOLSUZLUK YOK”

Şimdi çalınan paranın miktarını gazeteler yazdılar. Dediler ki, 85 milyon Avro para hortumlanmış. 85 milyar Avro. Arkadaşlara dedim ki, ya kaç Türk lirası yapar bu? 247 milyar dediler. Bende dedim ki, 247 milyara neler yapılır acaba?

Bizim bir aile sigortamız vardı. Diyorlardı ya parayı nereden bulacaksınız? Bu hortumla aile sigortası için söyleyeyim 32 yıl boyunca Türkiye’deki bütün yoksul ailelerde kadının banka hesabına her ay 600 lira para yatırılabilirdi. 32 yıl. Bunların bir sözcüsü var ben bu rakamları açıkladığımda dedi ki, ya bu kadar olur mu dedi? Dedim ki, vallahi gazeteler yazdı ben oradan aldım. Gerçek rakamı kim bilir? Hırsızlar bilir. Ben bunu söylüyorum siz demiyorsunuz yolsuzluk yok. Rakamı siz açıklayın o zaman ne kadar bu?

“BÜYÜK DÜŞÜNÜN” DEMEK, “BÜYÜK GÖTÜRÜN” DEMEKMİŞ

Bunların bir sloganı vardı biliyorsunuz. Büyük düşünün. Ne demekti o? Büyük götürün anlamında söylüyorlardı. O kadar büyük götürdüler ki. Diyorlar ki bu rakam çok yüksek. Sadece Hüsnü Mübarek’i söylüyorum. Götürdüğü para bir kişinin götürdüğü para 75 milyar dolar. Bir kişi Mısır’da. Sen kardeşim Mısır’dan çok daha büyük, çok daha güçlü bir Türkiye’yiz senin de 4 tane bakanın 85 milyar Avro götürmüş. Rakam büyük. Bize göre büyük tabi. Ama sana göre mütevazi bir rakam. Sen demiyor musun büyük götürün diye. E onlarda büyük götürdüler. Şimdi sandıkta halk bunun hesabını sana soracaktır.

“BUNLAR 3Y’Yİ YEMEK OLARAK ANLAMIŞLAR”

Valla bu bacanak, kayınbirader işini ben bir türlü anlayamadım. Malı götüren götürene. Diyor ki vatandaş cebimde para kalmadı. Buradan AKP’ye oy veren sevgili yurttaşlarıma sesleniyorum. Sizler çok iyi niyetlerle gittiniz o partiye oy verdiniz. Çünkü onlar size söz verdiler. Yolsuzlukla mücadele edeceğiz dediler. Çünkü onlar söz verdiler yasaklarla mücadele edeceğiz dediler. Çünkü onlar söz verdiler dediler ki, biz 3Y ile mücadele edeceğiz dediler. Bunlar 3Y’yi yemek olarak anlamışlar.

“YÜRÜTMENİN USTASI, YOLSUZLUĞUN USTASI”

Ne diyor Başbakan? Ben diyor yürütme organının başıyım. Anayasada yasama, yargı, yürütme var. Ama oradaki yürütme ülkeyi yönetme anlamında. Bu yürütmeyi nasıl anlıyor? Yürütme. Cebe doldurma, indirme. Ne diyorlardı? Usta diyorlardı. Yürütmenin ustası, yolsuzluğun ustası, kul hakkı yiyenin ustası. Bunlardan ustamı olur Allah aşkına? Ustamı olur? Kul hakkı yiyenden ustamı olur? Fakir fukaranın hakkını yiyenden ustamı olur? Her şeyin hesabını beraber soralım. AKP’ye oy verdiniz, hep saygı duydum, hiç itiraz etmedim. Ama bundan sonra sandığa gideceğiz. Temiz siyaset için, düzgün siyaset için, kul hakkı yemeyen bir siyaset için, halka doğruları söyleyen bir siyaset için, yurttaşlarını ayırmayan bir siyaset için, herkesin inancına saygı gösteren bir siyaset için, herkesin kimliğine saygı gösteren bir siyaset için gelin beraber olalım. Gelin güç birliği yapalım. Gelin Türkiye’yi yeniden inşa edelim. Gelin onurlu ve bağımsız Türkiye’yi yeniden ayağa kaldıralım.

İLK DÖRT AYDA SİYASİ AHLAK YASASI SÖZÜ

Millete sözüm var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında ilk 4 ay içinde çıkaracağımız kanunun adı siyasi ahlak yasası olacak. Siyasette ahlakı egemen kılacağız. Ahlaklı adam gelip politikaya girecek. Milleti soyanın politikada yeri yoktur. Onun için söylüyorum siyaset zenginleşme aracı değildir. Siyaset halka hesap verme aracıdır. Siyaset halka adanmışlık aracıdır. Siyaset cebi doldurma, yandaşı zengin etme aracı değildir.

“ADI ÜSTÜNDE DELİKANLI ELBETTE Kİ SERT OLACAKLAR”

Buradan polis kardeşlerime sesleniyorum. Bizim güvenliğimizi sağlayan polis kardeşlerime sesleniyorum. Halkın polisi olduğunuz sürece bizim başımızın üstünde yeriniz var. Size güveniriz, size inanırız. Halkın polisi olun, iktidarın polisi olmayın. Halktan yana olun, şiddet kullanmayın. Emir verilebilir, talimat verilebilir, gencecik çocukların üzerine kurşun sıkmayın. Onların üzerine acımasızca gitmeyin. Onları kucaklayın. Onlar sizin çocuklarınız. Onlar bizim çocuklarımız. Onları seveceğiz. Gençler, umudumuz olan gençler, geleceğimiz olan gençler. Gençleri her zaman koruyacağız. Onlar geleceğimizdir. Adı üstünde delikanlı diyoruz onlara. Elbette ki sert olacaklar.

SAVCILARA ÇAĞRI: HAKKINIZI ARAYIN

Savcılara sesleniyorum. Sizin unvanınız Cumhuriyet Savcısı. Cumhuriyeti koruyacaksınız sizler. Cumhuriyete kastedenlere izin vermeyeceksiniz. Toplumun çürümesine yol açan rüşvet ve yolsuzluktan bu ülkeyi arındıracaksınız. Bu ülkenin temiz insanları size destek verecek. Yolsuzluk soruşturmasını yapan savcıları görevden alıyorlar. Şimdi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu değiştireceğiz diyorlar. Onu Adalet Bakanına bağlayacağız diyorlar. Yargıyı yürütme organına teslim edeceğiz diyorlar. O nedenle söylüyorum savcı kardeşlerime. Sizler de hakkınızı arayın.

“ENGİN ALAN’A DA HAPİSTEN ÇIKARTACAĞIZ”

Türkiye’de demokrasinin hangi noktada olduğunu biliyorsunuz. 8 milletvekili hapisteydi. O milletvekillerinin hapisten çıkması için çok büyük mücadeleler verdik. Hem Türkiye’de, hem Türkiye dışında. Bütün demokratik kurulları ayağa kaldırmaya çalıştık. Şimdi bir milletvekili arkadaşımız hapiste kaldı. Onun adı Engin Alan. Engin Alan’ı da hapisten çıkarmak için her türlü çabayı göstermek Cumhuriyet Halk Partililerin boynunun borcudur.

“BAŞKAN OLDUĞUNDA MANİSA’YI DÜNYA TANIYACAK”

Diyorlar ki, CHP’de gençler yok. İşte buyurun genç. Onu göreceksiniz, inşallah anahtarı ona teslim edeceksiniz. Manisa’yı bu bölgenin İzmir gibi, Aydın gibi önemli bir dünya markası haline getirecek. Siz onunla gurur duyacaksınız o da Manisalılarla gurur duyacak. O yaşamını Manisa’ya adayacak, Manisalılara adayacak. Sizler için çalışacak, sizler için çaba harcayacak. Ben ona güveniyorum, siz de ona güvenin. O halktan birisi, sizden birisi. O korumalarla gezmiyor. Sizin aranızda geziyor. Yolda gelirken birkaç kahveye de uğradık. Kahvede vatandaşların çayını içti, sohbet ettik. Özgür’ü tanıyorlar, biliyorlar. Özgür’ü sadece Manisa mı tanıyor? Hayır. Başta Osmaniye, bütün Türkiye tanıyor. Buranın, büyük kentin, Büyükşehir’in belediye başkanı olduğunda göreceksiniz Manisa’yı da, Özgür Özel’i de bütün dünya tanıyacak.

DOST MODERN DARBE: “BÖYLE SAÇMALIK OLMAZ!

(Gazetecilerin miting öncesinde, Başbakan Erdoğan'ın "28 Şubat post modern darbe ise günümüzdeki 'dost modern' darbedir" sözlerine ilişkin sorusu üzerine) Şimdi mağdurları oynuyor. 28 Şubat bilmem kaç şubat. Bıraksın artık. 11 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Mağdurları oynamayı bıraksın artık kabak tadı verdi. Benim çocuklarımın gemileri yok ben mağdurları mı oynuyorum. Onun çocuklarının gemileri var. Ben başbakan değilim. Ben mağdurları mı oynuyorum. O başbakan hala ben mağdurum diyor. Yedi sülalesi köşeyi döndü "Ben mağdurum" diyor. Mağdur olan buradaki vatandaş. Bakın şehit yakını, gaziler mağdur olan onlar. Az önce birisi geldi. "850 lira maaş alıyorum 550 lira kira ödüyorum" dedi. O mağdur değil ama ayda 20-30-40 bin lira geliri olan başbakan mağdur. Bu mağdur edebiyatı kabak tadı verdi. 28 Şubat diyor. Kendisine muhtıra veren dönemin Genelkurmay başkanına üstün hizmet madalyasını ben mi verdim? O verdi. Dolmabahçe’de kapalı kapılar ardında görüşmeyi ben mi yaptım? O yaptı. Ben mağdur değilim, o mağdur. Öyle saçmalık olmaz yahu.

Gazetecileronline.com
exelans
exelans

Mesaj Sayısı : 153
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz