Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a çarpıcı "evlatlıktan ret" yanıtı

[bardo]

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, oğlunun yolsuzluğa bulaşmadığını iddia ederek, “Yolsuzluğa bulaştıysa evlatlıktan reddederim” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Oğlun ne dediysen yapmış” diyerek asıl rüşveti alanın Bilal Erdoğan değil, Başbakan olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, bugün Amasya’da CHP’nin belediye başkan adaylarını tanıttı. Taşova İlçesi’nde de halka hitap ederek, “İlk kez Taşova’ya bir genel başkan geliyor, gelir misin, dediler. Türkiye’nin her metrekaresine gideceğim. Sizin için çaba harcıyorum. ‘Gelin’ dediler bana ben de geldim” diyen Kılıçdaroğlu, biri yapılan, iki tanesi anayasayı askıya alan hükümet tarafından engellenen büyük operasyonlarla ortaya çıkan iddialarını nedeniyle AKP’ye sert bir biçimde yüklendi.

AKP Hükümeti’nin yolsuzluklara battığını ifade ederek, tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağını belirten Kılıçdaroğlu, tüm toplumun karşı çıkması gerektiğini belirterek, “Şimdi birlik zamanı, beraber olma zamanı, temiz siyaset zamanı, güzel ahlakın zamanı şimdi” dedi.

“SİZE SÖZÜM VAR, SİZE AHDIM VAR”

Siyasetin cep doldurma sanatı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Siyaset yandaşı zengin etme sanatı değildir. Siyaset, ayakkabı kutularına dolar doldurma zamanı değildir. Siyaset, bakanların çocuklarının yatak odalarına kasa koymak değildir. Siyaset, bakanların çocuklarının yatak odalarına dolarları, avroları istif etmek değildir. Siyaset halkın zenginleşmesidir. Çiftçi perişan, üretici perişan, dünyanın en pahalı mazotunu ona satıyorsun, aldığın vergilerle yandaşlarını zengin ediyorsun. Size sözüm var, size ahdım var, bütün çiftçi kardeşlerim bilsinler, çiftçiye verilen mazotun ÖTV’sini ve KDV’sini kaldıracağım. Çiftçi düşük bedelle mazotunu alacak. Çiftçi üretecek, çiftçi kazanacak, çiftçi kazansın ki esnaf da kazansın, esnaf kazansın ki tüccar da kazansın, tüccar kazansın ki sanayici de kazansın, sanayici kazansın ki Türkiye kazansın. Türkiye zengin olsun, Türkiye varlıkta olsun, varlık içinde, birlik içinde yaşayalım, dostça yaşayalım. Benim hedefim bu, amacım da bu.”

“İNSAF YA! MİLYARLARI GÖTÜRDÜNÜZ”

Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmalarının ardından cemaatin kendilerine darbe yaptığını ileri sürmesine de değinen Kılıçdaroğlu, “Milleti kandırıyorsun bize darbe yapıldı diye. Çıkmış hala mağduru oynuyor. İnsaf ya!” dedi ve şunları söyledi:

“Çocukların ABD’de okudu, beş kuruş para vermedi, işadamları destekledi. Hala ‘Mağdurum’ diyor. Başbakan kaç lira ile mağdur olmaktan çıkacaksın şu rakamı söyle ben Kemal Kılıçdaroğlu olarak ilk bağışı yapacağım. Dört bakanın rüşvete bulaştı, dört bakanın gitti. İnsaf ya insaf! Milyarları götürdünüz. Atama bekleyen öğretmenler atanamıyorsanız sebebi bunlardır.”

 “YEDİ KASAYI DARBECİLER Mİ KOYDU?”

Erdoğan’a kendisine darbe yapıldıysa niye darbecileri yakalayıp içeri atmadığını soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz hiçbir zaman darbeleri savunmadık. Özellikle de savunmayız. Dün şunu söyledik, sana darbe yapan adamlar mı ayakkabı kutusunun içine 4,5 milyon doları koydular. Hesabını ver. Söylüyor mu, duymamazlıktan geliyor. Sana darbe yapıldı eyvallah. Darbecileri yakala, içeri at. Hiç itirazımız yok ama ben sana dünyanın en basit sorusunu soruyorum. O bakanların çocuklarının yatak odalarına bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, yedi tane para kasasını darbeciler mi koydu? Niye bundan söz etmiyorsun? Bir soru daha sorduk, bu darbeciler mi bir bakana 700 bin liralık kol saati veriyorlar? Bir değil, iki yüz bin değil, üç yüz bin değil, 700 bin liralık kol saati veriyorlar. Darbeciler mi taktı senin o bakanına o saati?”

“20 DÖNÜMLÜK ARAZİ RÜŞVET DEĞİL Mİ?”

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın oğlunun yönetiminde olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) odağında yer aldığı rüşvet iddialarına da değinirken şöyle konuştu:

“Oğlunun bir vakfı var. Adı TÜRGEV. Bu vakıf ne iş yapıyor? Bu vakfa gelen paralar nereden geliyor? Ağaoğlu diye bir firma var. Bakırköy’de pırlanta değerinde bir arsa var. Başbakan’a gidiyor. ‘Bu arsanın imar durumunu düzelt’ diyor. O da bakana telefon ediyor ve onun istediği şekilde imarı yapılıyor. Karşılığında ‘Ataşehir’deki 20 dönüm araziyi oğlumun vakfına ver’ diyor. Bu rüşvet değil mi? İstanbul’un en değerli yerinde 20 dönümlük yeri senin oğluna neden veriyor bu şirket? Bunun adı nüfuz ticaretidir. Telefon konuşması var mahkeme kayıtlarında. Telefon ediyor ‘Başbakan bize pahalı bir fatura çıkardı, arsayı Başbakan’a vereceğiz’ diyor. Siyaseti kirlilikten kurtarmamız lazım.”

“SENİN OĞLUN RÜŞVET TOPLAMA MERKEZ BAŞKANI”

Başbakan Erdoğan’ın oğluyla ilgili yolsuzluk iddiaları üzerine “Benim çocuğum yolsuzluk yapmaz, yaparsa evlatlıktan reddederim” iddiasında bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, her anne ve baba için çocuğunun değerli olduğunu, o yüzden kimsenin çocuğunu evlatlıktan reddetsin istemeyeceğini vurgulayarak, rüşvet sorumlusunun Erdoğan olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Çete başı sensin! Ne dediysen onu yapmış!" dedi.

Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın savcıların “çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak” suçlamasıyla ifade vermeye çağırmasına karşın ifadeye gitmediğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, “Senin oğlunun ne ayrıcalığı var. O da Allah’ın kulu. Onun ayrıcalığı rüşvetleri toplama merkezinin başkanı olmasıdır” diye konuştu.

“YOLSUZLUKLARA KARŞI ADRES CHP”

CHP iktidarında yolsuzlukları ortadan kaldırmak için yapacakları ilk işin, dört ay içinde siyasi ahlak yasasını çıkarmak olacağı vadinde bulunan Kılıçdaroğlu, “Siyaset adamı halka hizmet edecek. Halka hizmet hakka hizmettir. Ben buna inanıyorum. Geçmişte hangi partiden olursa olsun gelin hep beraber güç birliği yapalım, Türkiye’yi kirlilikten arındıralım. Tüm dünya ‘ne olacak bu memleketin hali’ diye kaygıyla izliyor Türkiye’yi” dedi.

Yolsuzluklara karşı adresin CHP olduğunu vurgulayarak, halkı CHP’ye oy vermeye çağıran Kılıçdaroğlu, CHP olarak her evde tencere kaynamasını ve huzur istediklerini vurgulayarak şunları söyledi:

“Her evde anneler çocuklarını sabahları huzur içinde okula göndersinler, bunu isteriz. Ayrılık gayrılık olmasın isteriz. Taşova’da herkes birbirine selam versin, biz bunu isteriz. Esnaf sabah dükkanını açarken güler yüzle açmalı, biz bunu isteriz. Çiftçi ürününü ürettikten sonra pazara götürür, malını satar, alın terinin karşılığını alır, güler yüzle gider sonbaharda düğününü derneğini yapar, biz bunu isteriz. Biz huzurlu Türkiye, mutlu Türkiye, barış içinde yaşayan bir Türkiye isteriz. Biz cebimizi düşünmeyiz, vatandaşın cebini düşünürüz. Biz vatandaşın cebi para görsün isteriz, siyasetçinin değil.”

Gazetecileronline.com