Kızlı erkekli olayı Kavak Yelleri'ne kadar uzandı

[lapinio]

Beyaz TV'de '1'e Bir' programına AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar ve Berhan Şimşek konuk oldu. 'Öğrenci evleri' tartışmasının değerlendirildiği programda Şamil Tayyar, TV ekranlarında yer alan bazı dizilerin Türk aile yapısını bozmak kastıyla bilinçli olarak kurgulandığını söyledi. Kavak Yelleri dizisinde yaşananların Türk aile yapısına kesinlikle uygun olmadığını ve bu tür dizilerle Türkiye'ye bir hayat tarzı sunulmaya çalışıldığını ifade eden Tayyar, öğrenci evlerinin bazı örgütler tarafından kullanıldığını ve bu sorunun yasal düzenlemeyle çözmenin mümkün olmadığını öne sürdü.

Şamil Tayyar konuyla ilgili şöyle konuştu:

"BAZI DİZİLERİN SENARYOLARI..."

"Batı, Türkiye'deki aile yapısını dinamitlemek için değişik araçları kullanmaya başladı. Bunlardan birisi kitle iletişim araçları. Ben iletişim uzmanıyım. Bugün birçok önemli kanalda yayınlanan dizilerin senaryolarının tesadüfen kurgulandığını düşünmüyorum. Bir kısmının, reyting amaçlı, para kazanmak amaçlı olabilir. Ama bir bölümünün de her ne kadar, yerli yapımcılar bu kaygıyla çıkmış olsa bile arkasındaki iradenin Türk toplum yapısını bozmaya yönelik bir senaryoyu hayata geçirmek istediğini düşünüyorum.

"KAVAK YELLERİ DE O DİZİLERDEN BİRİ"

Örnek olsun diye söyleyeyim; Kavak Yelleri dizisi. Bu dizi bir proje diziydi. Bir grup genç, kızlar erkekler aynı evde kalıyorlar, birbirlerine aşık oluyorlar, yatak sahneleri, beraber kalıyorlar. O ev ortamında gençlerin hayatını anlatan bir dizi. Bu diziyle ve benzer dizilerle Türkiye'ye bir hayat tarzı sunulmaya çalışıldı. Bu hayat tarzının özellikle büyükşehirlerde giderek yaygınlaşmaya başladığını görüyoruz. Bu bir genel anlayışa, hayat tarzına dönüşürse, şu ana kadar övgüyle söz ettiğimiz Türk aile yapısı büyük bir şekilde bundan zarar görür.

"ÖRFÜMÜZE ADETİMİZE UYGUN DEĞİL"

Bizim örfümüz adetimiz buna uygun değil. Her ne kadar, bu sadece AK Partili seçmenlerin de bir problemi değil. Bugün CHP 'ye MHP 'ye oy veren anne babalara sorsanız bunun doğru olmadığını söylerler. Belli dar bir zümre buna reaksiyon gösterebilir. Gösterebilirler, bu çok önemli değil. Benim biraz farklı düşündüğüm nokta şu. Sayın Başbakan yurtlarla alakalı açıklama yaptı. Yerden göğe kadar doğru olduğunu düşünüyorum.

"BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMALARI YANLIŞ ALGILANDI"

Öğrenci evleriyle ilgili açıklamasının ben kamuoyunda biraz yanlış algılandığını düşünüyorum. Hepimiz biliyoruz ki Gezi olaylarında da yaşadık, işte bu öğrenci evlerinin çoğu zaman değişik örgütler tarafından hücre evi olarak kullanıldığını, bunu yaparken erkek ve kız öğrencileri seçerek kullandığını, yem olarak kullandığını biliyoruz.

Bir çok genç bu Gezi olaylarına niye gidiyorsunuz diye sorduğunuzda, 'Abi işte gidiyoruz, bira bedava o bedava, kızlar da var orada, eğleniyoruz sabaha kadar beraber' vesaire gibi gezi olaylarına gidiş gerekçelerini açıkladılar.

"ÇADIRIN İÇİNDE SABAHA KADAR İÇTİLER"

Bunun görüntüleri yayınlandı. Mesela bir çadırın içerisinde beş tane ayak, kızlar erkekler, aynı çadırda sabaha kadar içtiler eğlendiler vesaire. Sonuçta bu değerler örgütler tarafından farklı amaçlarla da kullanıldı. Bu öğrenci evleri suç amaçlı uyuşturucu amaçlı kullanılıyorsa, kolluk kuvvetleri zaten gereğini yapar. Anne ve babaları uyarmak için sayın Başbakan'ın açıklamalarını doğru buluyorum.

"YASAYLA MÜMKÜN DEĞİL"

Önümüze nasıl bir kanun tasarısını geleceğini bilmediğim için, eğer bu örgüt işleri dışında yalın bir şekilde kız öğrenciler ile erkek öğrenciler aynı evde kalamazlar, evet ben de aynı şeyi düşünüyorum. Ama eğer biz bunun doğru olmadığını düşünüyor isek, yanlış olduğu kanaatinde isek, bunu bizim yasayla düzenlemenin ben mümkün olmadığını düşünüyorum. Yasayla değil farklı enstrümanlarla daha kolay çözüm üretiriz diye düşünüyorum.

[lerayden]

Kavak Yelleri'nden Tayyar'a yanıt



Kavak Yelleri dizisinin yönetmeni Kerem Çakıroğlu ve dizide Su karakterini canlandıran Ceren Moray, AKP Milletvekili Şamil Tayyar'ın diziyle ilgili "Bu dizi proje diziydi" sözlerine yanıt verdi.

bianet.org'un haberine göre yönetmen Kerem Çakıroğlu, Tayyar’ın açıklamasını duyduktan sonra sosyal medyada "İtiraf ediyorum; yabancı ajanlar tarafından telekinetik yöntemlerle kandırıldık ve bu dizi bize yaptırıldı. Fark ettiğimizde çok geçti ve Türk aile düzeni çoktan bozulmuştu" yazdığını ifade etti ve bu türden açıklamaların bundan birkaç yıl evvel gelmesi durumunda gülüp geçeceklerini ama artık gülümseyemediklerini bile söyledi.

Moray ise Tayyar’ın sözlerinin ciddiye alınacak yanı olmadığını belirtirken, iktidarın hedef göstermelerinin, suçlamalarının kişileri sürekli kendini anlatmak zorunda bıraktığını ve hedef gösteren dilin normalleştirildiğini belirtti. Moray, şöyle konuştu:

'Türk aile yapısı denilince'
"Türk aile yapısı derken; ensestin bol olduğu, evlenme yaşının 12-13'e düştüğü, sokak ortasında karısını öldüren adamın ceza almamasının bir başka 'sinirli' kocaya cesaret verdiği, tecavüzcüsünün çocuğunu doğurmak zorunda kalan kadının isyanına karşı devletin, 'Biz bakarız' diye tecavüzcüyü aklaması aklıma geliyor. Bence tartışma biçimini bu türden bir yüzeyselliğe taşımak, hiç kimseye bir şey katmaz. Aksine iktidarın akla ziyan suçlamalarını, hedef göstermelerini, toplulukları baskı altında bırakıp, kişilerin sürekli kendini anlatmak zorunda bırakıldığı bu dili normalleştirir; ki bu pek sonuç alınacak bir eğilim olmaz. Dolayısıyla Tayyar'ın açıklaması bana kalırsa çok da ciddiye alınacak bir açıklama değil.

Ama bu zihniyet, karşısında serin durulması gereken bir zihniyet. Ezberleri sataşarak siyaset yapmakta ve bunu olabildiğince basit ilkel bir jargon üzerinden ifade etmekte, haliyle arkasından 'ben iletişim uzmanıyım' 'sosyolojiyi de iyi biliriz' gibi ideolojisini esnaf gibi satmaya çalışma naraları geliyor. Bu iktidar için artık son derece sıradan bir argüman oldu.

"Giderek kompleks üreten bu dibe vuruştan, hedef göstermeye tutkun, komşuyu komşuya ihbar ettirten sağlıksız bir devlet çıkıyor. 'Çoğunluk' hiçbir zaman bu adamların anladığı, gördüğü biçimde bir çoğunluk olmadı. Dolayısıyla o 'çoğunluğa' söyleyecek daha çok sözümüz olacak ama bu başlıkta değil."

'Kişi kendinden bilir'
Çakıroğlu'nun görüşleriyse şöyle: “Batılı ülkelerin belli planlar çerçevesinde bunu yaptırdığını, bunun bir proje olduğunu düşünmesi bana ‘kişi kendinden bilir’ sözünü hatırlatıyor. Gerçekten demek ki bir projeleri var ve onu uyguluyorlar. Sahil kasabasındaki gençlerin büyük şehre gelmeleri ve dostluklarıyla ilgili bir dizi yaptık. Dizinin temel cümlesi dostluktu. İçinde de ne zaman birinin başına bir şey gelse diğerleri hemen koşar ve o sorunu çözerdi. Hatta sadece arkadaşlar değil, aileler de hep devredeydi; tamamen gençlik dizisi değildi. Dizide aileler de işin içindeydi ve bir aile düzeni vardı. 17-18 yaşında gençler büyüyünce doğal olarak birbirlerine aşık oldular. Bu dizinin aile yapısına tehdit olarak algılanması enteresan.

Yayından kalkmış bir dizi üzerinden yapılan bu değerlendirmeler elbette yeni üretilecek popüler kültür dizilerini etkileyecektir. Zaten bir süredir hükümetten kaynaklı etkilemeler söz konusu. Film çekerken, yazı yazarken, konuşurken sorun olur mu diye saçma sapan şeyler düşünmeye başladık. Baskı rejimi derken tabii ki 70-80 yıl önceki baskı rejiminden bahsetmiyoruz belki ama neredeyse 1984 romanına denk gelen büyük abi durumları oluyor. İnsanlarda otosansür gelişiyor. Mesela yapımcılar ters yorum gelebilecek işleri yapmamayı tercih ediyorlar. Yönetmen, yazar, proje sunan insanlar olarak bir ürün götürdüğümüzde o proje ya reddediliyor, ya dönüştürülüp istenilen normlarda bir hale çevrilip öyle devam ediliyor. Bir şey üretmeyi yavaş yavaş engelliyorlar.”