Türkiye'de Siyaset / CUMHURİYET BİR SEVDADIR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKP, cemaate karşı "iddialı" saldırıya geçti

Aşağa gitmek

AKP, cemaate karşı "iddialı" saldırıya geçti Empty AKP, cemaate karşı "iddialı" saldırıya geçti

Mesaj tarafından exelans Salı Ara. 31, 2013 10:48 am

Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile anayasa askıya alınarak yapılan darbeyle operasyonu engellenen ikinci büyük operasyonda ortaya çıkan, dört bakanı deviren iddialarla köşeye sıkışan AKP, strateji değiştirdi. Başbakan Erdoğan’ın meydanlarda esip gürlemesinin, kendini kaybetmiş bir halde ağır suçlamalarda bulunmasının işe yaramadığını anlayan hükümet, Erdoğan’a ulaşan iddiaları kapatmak için bu kez karşı iddialarda bulunmaya başladı. İçişleri Bakanı Efkan Ala cemaatin bir ilde bütün telefonları dinlediğini iddia ederken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de yargının “ne karar verelim” diye bir dosyayı Fetullah Gülen’e gönderdiğini ileri sürdü. Şahin, “Gel seni tutuklayalım” dercesine Gülen’i Türkiye’ye davet etti.

TRT-1’deki “Enine Boyuna” adlı programa katılan Ala, büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ala, Gülen Cemaati’ni kastederek, yüzde 1’lik, 2’lik bir kısımın devleti enfekte ettiğini, bu kesimin zarar verme kapasitesinin arttığını savundu.

Ala'nın açıklama ve iddiaları satır başları itibariyle şöyle:

Daha çok karmaşık ilişkilerin olduğu kesin. Ama yüzdesi o kadardır. Öyle insanların zihninde olduğu kadar, Türkiye devletine kafa tutacak büyük bir yapıya fırsat verilemez zaten. Sorun ciddi. Şunu kabul edelim, kendi seviyelerinde zekice bir tezgâh. Organize suç olsun diye kendisi organize ediyor. Bu bir rezalettir. Sayın Başbakan’ın evlatlarına çamur bulaştırmak istediğiniz meselenin omurgası yok. Olmayan bir şey üzerinden, böyle bir şey olabilir mi? Bir yalan üzerinden. Bunun meselası bile olmaz.

DOLARI KİM ALDI?

Şimdi ben bir şey soruyorum: Doları kim aldı? Ben bir şey söylüyorsam sadece şüpheyle değil. Şimdi bu tezgâhın kazançlıları kimler. Bu nasıl bir ihanettir, bu nasıl bir yanlışlıktır. Bunun maliyeti Türkiye’ye 104 milyar dolardır. Tabii devlet ciddiyeti, önce bir şey söylersiniz, sonra tensip edersiniz, sonra bunlar ortaya çıkacaktır.

ÇETE TAMAMINI DİNLİYOR

Güneyde bir ilimizde vali başta olmak üzere bütün partiler, o ilimizde Ak Parti, CHP, BDP, diğerleri başa baş bir mücadele yürütülüyor. 6 ay boyunca devlet içerisinde bir çete tamamını dinliyor. Emniyet müdürünü dinliyor, hâkimleri dinliyor ve bunu da hâkim kararıyla yapıyor. Ne münasebetle dinleyebilir? Bunu seçimler arefesinde kullanmak üzere yapıyor. Kendi ittifaklarıyla siyasete dizayn vermek için. Bunların hepsi çıkacak.

ÇETEYE GEREKEN YAPILACAK

Türkiye’nin bu cerahatten kurtulması lazım. Kurumları, kuralları demokratikleştirmediğiniz sürece bunlar zaman zaman ürüyorlar, türüyorlar. Bize düşen bunları örtbas etmek değil, etmeyiz de zaten. Bu yanlışların garanti olmadığı düzeni henüz kurmadık. Böyle bir yapıda seyredelim mi? Bir suç çetesi haline gelmişse, o meseleler tespit edilip gereği yapılıyor. Zarar verme kapatisesini ortaya koymuş olan bu örgütlü çeteleşmenin gereği yapılacaktır.

KURUMLARI DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ

Formül olarak şunu söylüyorum: Kuralları demokratikleştireceğiz, kurumları da demokratikleştireceğiz. Yani nasıl ki siyaset halka hesap veriyor. Halka dolaylı ya da doğrudan hesap vermeyen bütün yapılan antidemokratiktir. Batı demokrasilerindeki standardı budur. Ya seçilmişler aracılığıyla halka hesap verecek ya da doğrudan hesap verecek. Jüri sistemi nedir Batı’da? Meslek dışı hâkimlik, halkın orada meclisleriyle var olması, sürekli var olması. Batı ülkelerinde yargı nasıl kurgulanmış?

KENDİ DİLİMİZİ OLUŞTURACAĞIZ

Yargı hiçbir şeyi yanlış yapmamış, her şeyi doğru yapmış, siyaset de durup dururken oraya müdahale etmiş. Bu darbe düzenleri demokratik bir biçimde mi inşa edildi? İnşa edildi de biz bozuyoruz, öyle mi? Siz bir kriminal olayı, bir yolsuzluk veya başka bir şeyi siyasi bir projeye dönüştürüyorsunuz. Arkasından da hiç kimse size dokunmasın. Ne yapalım o zaman? Böyle yolumuza devam edemeyiz, biz kendi dilimizi oluşturacağız. Bu memleket nerelerden gelme. Bir şeyi bilmek istiyorsa bilir. Bir kısmı uluslararası bir takım faaliyetler içindedir. Onların gereğini yapmak devletin boynunun borcu. Bir takım uluslararası organizasyonlarla da irtibat içinde olan yapılar. Yazıktır, böyle bir sistemi devam ettirmenin imkanı yok.

OLAYLARI BÖYLE DIŞ MİHRAKLARA BAĞLIYORLAR

Sözcü’nün haberine göre; AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adalet eski Bakanı Mehmet Ali Şahin, Karabük’te partisinin il danışma meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerdeki olayların Gezi Parkı eylemlerinin devamı olduğunu ileri sürerek, Taksim Platformu üyelerinin Ankara’da dönemin Başbakan vekili Bülent Arınç ile görüştüğünü; kendisinden 3’üncü Boğaz Köprüsü, 3’üncü hava limanı, Kanal İstanbul Projesi’ni durdurulmasını istediklerini söyledi. Şahin, “Şimdi 2’inci bir operasyon bu projelerin müteahhitlerine karşı yapılmaya başlandı. Şimdi var ya hani bir savcı emniyete işte şunları gözaltına alın diye. Türkiye’de en saygın işadamları söylediğim projeleri alan müteahhitler. Amacına ulaşamadı Gezi eylemleri. Şimdi bu yolla müteahhitlerin hesaplarını mahkeme kararıyla dondurarak, bu müteahhitleri gözaltına alarak, gerekirse tutuklayarak bu önemli projeleri durdurmak istiyor birileri” dedi.

"CEMAATİN İMAMI DOSYAYI GÜLEN’E GÖNDERDİ"

Şahin, Yargıtay’da görevli bir kişinin Fethullah Gülen’e, adını vermediği bir işadamıyla ilgili kararı gönderdiğini iddia etti. Şahin, Gülen’in bunun üzerine “Adalet neyi gerektiriyorsa ona göre karar verin” diye cevap verdiğini savunarak, şöyle konuştu:

“Cemaat; Fethullah Hoca cemaati dediğimiz bizlerin kardeşleri. Ancak acaba yargı içinde bu cemaate sempati duyanlar, bir takım yargıçlar bu projede görev üstlenmiş olabilirler mi? Buna ihtimal verebilir misiniz? Burada ilk defa açıklıyorum. Bu haberi aldığımda uzun süre düşündüm, inanmak istemedim, araştırdım, soruşturdum ve doğru olabileceği kanaatine vardım.

“Önemli bir holdingin başında bulunan bir kişi hakkında bir ceza davası var ve mahkum olmuş. Dosya Yargıtay’a gelmiş. Yargıtay’da ‘Cemaatin imamı’ diye nitelendirilen kişi, ismi bende saklı, kendisini tanıyorum. Bu önemli kişinin dosyası ile ilgili ne karar verilmesi gerektiği hususunu dosyanın kısa bir özeti ile birlikte Pensilvanya’ya göndermiştir. ‘Bir savcı, bir hakim böyle bir şey yapabilir mi?’ diye sordum kendime kafam hafızam kabul etmedi. Ama araştırdığımda maalesef bunun doğru olduğu kanaatine vardım. Kamuda görevli bir takım işgüzarlar var. Hoca efendi, ‘Adalet neyi gerektiriyorsa ona göre karar verin’ demiş. Allah razı olsun. Ama oraya sempati duyan bir takım kamu görevlileri maalesef belki yaranmak, belki başka nedenlerle bu tür yanlışlıklar yapabiliyor. Bu işin de öyle bir iş olduğunu düşünüyorum.”

Şahin, cemaate bağlı olanları ise şöyle eleştirdi:

“Bir tarikat, mezhep, manevi liderle gönül bağınız olabilir, ondan dersler alabilirsiniz. Bu normaldir. Ama komutanınız 'Falan yere gideceksiniz bayrağı falan yere dikeceksiniz’ dediğinde, siz, ’Ben bağlı olduğum tarikat liderine bir sorayım’ diye düşünürseniz orada disiplin olmaz. Yargı da böyle bir düşünceyle hareket edilirse o yargıda adalet tecelli eder mi? Emniyet’te eder mi? Ama maalesef bizim yargımızda da emniyetimizde de böyle bir yapı oluştu”

“DÖN CİĞERLERİNDEKİ MİKROPLAR ÖLSÜN”

Şahin son olarak 1- 1.5 ay önce Fethullah Gülen ile telefonla görüştüğünü açıkladı. Şahin, şunları anlattı:

“Rahatsızdı, 'Geçmiş olsun’ dileklerimi ilettim. Kendisini severim. Beddua olayından dolayı ciddi eleştiri aldı. İnsan hata yapabilir, keşke söylemeseydi o bedduayı. Çünkü daha önceki vaazlarını ben biliyorum. Beddua etmeyi hep yasaklamıştır. Hata yapmayan, günah işlemeyen sadece peygamberlerdir. İnanıyorum ki o da üzüntü duymuştur. Ancak, ben Karabük’ten muhterem hoca efendiye bir çağrıda bulunmak istiyorum. Hocam artık Türkiye’ye dönün lütfen. Dönün artık Türkiye’ye.”

İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un 11 yıl Mısır’da kaldıktan sonra döndükten sonra “İyi ki gelmişim” dediğini belirten Şahin, Gülen’e “Sevgili hocam, siz de dönün lütfen. Vatanın havasını teneffüs edin, ciğerlerinizdeki mikropları öldürsün bu temiz hava. Türkiye’de sizin isminizi kullanılarak fitne yayılıyor. Gelin buna vaziyet edin, sizi seviyoruz. Bizim hakkımızda ne söylerseniz söyleyin sizi seviyoruz” dedi.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
exelans
exelans

Mesaj Sayısı : 153
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz